Gerçekler üzerine düşünürken 2

İslam ve kozmoloji konularındaki çalışmalarım sürüyor; sürdükçe düşünme ve düşünce üretmelerim, zihin içi tartışmalarımda yoğunlaşmalar, daha bir kendini kabul ettirme noktasına varmakta. Bu bağlamda "İslam Sanatı" kitabımı kaleme alırken İhvan-ı Safa topluluğunun düşüncelerinden çok etkilenmiş, dolayısıyla bir İslam sanatı bakışı ortaya konulacaksa, bunun düşünsel ön planında göz ardı edilmemesi gerektiğine kanaat getirmiş ve değerlendirmiştim. Sonrasında bu yöne olan merakım giderek arttı. Hüseyin Nasr okumaları yapmaya başladım; özellikle de "İslam Kozmoloji Öğretilerine Giriş" ile işe başladım. Bu kitap en başta İhvan-ı Safa olmak üzere, bambaşka yerlere taşıdı beni. Fakat sonuçta ele alınan "hochwelt", yani yüksek alem düşüncesinin Batıda Doğuda da olan bir şey olduğu ve aynı noktalara vardığının rahatlıkla altını çizebilirim. O şeye ulaşana ne mutlu; ulaştım mı, evet, o şeyi yakaladım. İşte o şeyi yakalayınca her olguya bakışınız değişiyor, ele almak istediğiniz olguyla olan ilişkinizde bambaşka şeyler yakalamaya başlıyorsunuz. Mesele de bu zaten.

Hüseyin Nasr'ın ilgili kitabıdan şu tümceleri verelim: "Yaratıcı gücün hiç bir şeyi boşu boşuna yaratmadığı, her şeyin bir amaca bağlandığı bu evrende, uygunluklar ve teşbihler, ruhların yükseliş ve inişi, farklılaşma ve bütünleşme vardır. Ve bunların hepsi rasyonalist bir kaleden uzak ahenkli bir örüntü meydana getirirler. Bu daha çok, içinde doğanın birliğinin, bütün her şeyin birbirine bağlı olduğunun ve bütün varlıkların ontolojik olarak yaratıcı güce bağlı olduklarının vurgulandığı bir "kozmik katedral"dir".

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ÖZKAN EROĞLU KİMDİR?

Nasıl bir sanat eğitimi..?

Rembrandt ve ifade