Avni Lifij'i abartma malzemesi yapmayın lütfen..!


Avni Lifij'in kaleme aldığı yazıların bir kitapta toplanması son derece yararlı ve bana soracak olursanız oldukça gecikmiş bir iş. Nitekim yeni kuşakların, böylesine resim sanatımız açısından modern çağdaş kök olmuş birisini, özellikle onun entelektüel yönünü anlaması için yazdıklarını okuması çok önemli.

Fakat ülkece bir sanat felsefi toplum olmadığımız, aslında daha doğrusu hiç bir alanın filozofisini gerçekleştiremediğimizden ötürü, hazırlanan kitabın editörünün kaleme aldığı yazıda, özellikle iki vurgu dikkatimi çok çekti: Biri; metnin başında Lifij'in bir efsane olarak gösterilmesiydi. Kanımca bu, ancak gerçeklerden uzaklaşmak veya gerçekleri hiç anlayamamakla eş bir tutum olabilir. Bunu, efsane sözcüğünün anlamlarına TDK'dan bakınca daha da iyi anlıyoruz: Üç anlamı var bu sözcüğün: "Eski çağlardan beri söylenegelen, olağanüstü varlıkları, olayları konu edinen hayalî hikâye, söylence". "Gerçeğe dayanmayan, asılsız söz, hikâye vb" ve "Olağanüstü bir başarı elde etmiş kimse, kurum, vb". Bizce üç açıklamayla da ilgili ne bir yaşamı, ne de bir sanat anlayışı olmuştur Lifij'in; sanatçı bir mütevazı ve duygulu bir yapıdır ve toplumu için iyi şeylerin olması için çaba sarf eden biridir sadece. Tüm eleştirileri de bunun içindir. Uygulamaya dönük anlamda ise, poşadlarında son derece modern ve çağdaş bir ekspresyonu yakaladığı için, zamandaşları gibi aktarmacı değil kendi olmayı tercih ettiğinden ve de ruhsallık boyutuna değer verdiğinden ötürü, 150-200 yıllık resim sanatımızın kök olarak görebileceği bir zaman zihinselliğine sahiptir sadece (*). Yazılarında da eleştirel ve gerçekçi davranmasından ötürü, halen bugün bile bu tip insanları bulmakta zorlanan ülkemiz toplumu için büyük bir kazançtır. İşte bir olgu boyutunda Lifij ile ilgili meselenin özü budur.


Diğer ikinci bir vurgu da editör yazısının sonunda verilen Mehmet Ergüven'in tanımlamasıdır: "Modern Türk resminin öncüsü Avni Lifij". Öncü olmak için bir tavrı yaratan ilk siz olmalısınız. Lifij bir tavrı ilk yaratan değildir, sadece poşadları aracılığıyla çağdaş olanı görmüş; kısaca zamanının zihinselliği ve ruhsallığı ile ilgili bir sanat yapmıştır. İlk defa Lifij tarafından ileri sürülen bir şey olmadığına göre ortada, o bir öncü olmadığı gibi, takipçileri de yoktur; zaten ülkemiz resminin Lifij sonrasında böyle bir gelişmesi de yazık ki olamamıştır. Lifij'in poşadlarında yaptıklarını net şekilde ilk ortaya koyan ve öncü olan kimse var diye sorulsa, verilecek cevap William Turner'dır. Yani böyle bir ekspresyonun yaratıcısı o olabilir. İşte sanat tarihini bir plastik filozofi eşliğinde göremeyenler, ortaya çıkanı bir efsane veya öncü olarak değerlendirmek durumuna mahkum kalıyorlar doğal olarak. İşte buna "aşırı yorum" deniyor. Avni Lifij resim sanatımıza verdikleriyle bugün yaşayanlar için sadece ülkemizden bir modern çağdaş köktür. Bu, bir çocuğun anne ve babasının kim olduğunu bilmesi kadar bir doğallık koyar ortaya. Batılı tarzdaki resmimiz- son 150-200 yıl- için geçerlidir bu söylemeye çalıştıklarım tabii ki. Yoksa ülkemizde söz konusu sürecin resim sanatı gelişmelerini abartarak sunmak, zaten ağırlıklı olarak geride kalmış bu sanat dalını, daha da geride bırakmaya yarayacaktır, başka bir şeye değil...


BİR DE KÜÇÜK BİR NOT İLE HATIRLATMA YAPALIM: Atatürk'e yazdığı 1925 yılındaki mektupta Lifij, bazı sanat eleştirilerini sıralamıştır (**), bu mektubun bugün Merey Koleksiyonunda olduğunu ilgili kitaptan öğreniyoruz, ancak bu koleksiyon o gün Lifij'in yazısındaki eleştirilerden ne yazık ki habersiz diyebileceğimiz bir tutucu biriktirme yapmaktadır bugün, en acısı da bu içine düşülen tezatı anlamakta zorlanıyor olmamızdır. Yani Merey biriktirmesi, mektubun içerdiklerine vakıf olsa, bir özeleştiri mekanizması oluşturabilecek, biriktirmeyi koleksiyona dönüştürebilecektir, ancak bundan yazık ki mahrumdur ve böylece ülkede çoğu şey gibi “yapılması için yapılan” salt bir toplama, biriktirme durumu eleştirimizde ne kadar haklı olduğumuzu bir kere daha göstermektedir. Bu konuyla ilgili youtube kanalımda Merey biriktirmesi üzerine geçmiş bir tarihte eleştiride bulunmuştum, merak edenler aşağıdaki linkten izleyebilir: 

https://youtu.be/EDcjhsaCJcY


(*) Bakınız Özkan Eroğlu, Türkiye'de Resim Sanatı, İstanbul, Tekhne Yayınları, 2019, s. 78-90.
(**) Avni Lifij, Sanat Yazıları, İstanbul, 2019, Kırmızı Kedi Yayınları, Ed. Ömer F. Şerifoğlu, s. 51

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ÖZKAN EROĞLU KİMDİR?

Nasıl bir sanat eğitimi..?

Emil Nolde ve manzaraları