Önce ciddi olacaksın..!

Bilim yapacaksan Almanca dile hakim olacaksın, daha doğrusu Almancayı bilmek değil, içselleştireceksin. Fakat bu oldukça zor. Almancada düşünmüş ve yazmış insanların içinde öne çıkanları iyi tespit edebilmenizle de ilgili söz konusu zorluktan sıyrılmak. Sadece dile hakimiyet yetmez, o dilde okuduklarınızın da büyük önemi var. Aynı şey Türkçe için de geçerli. Türkçe'de de neyi okuyacağınızı, hangi yazar/lara odaklanacağınızı da bulmak öyle kolay bir şey değil; hele günümüz popülerliğine takılıp giderseniz işiniz daha da bir zor.

2011'den bu yana sanat ve bilim ilişkisini hemen her gün üç beş saat uyku saatimin dışında sürekli kurcalıyor ve bazı konuları irdelemeye çalışıyorum. Bunların büyük bir kısmı benim gibi değil de, sanat ve bilim ilişkisine daha erken yaşlarda meraklananlar olur düşüncesiyle kitaplaştırıldı, yeri geldikçe video kaydı ve yazı olarak da ele alınmaya çalışılıyor. Bilime yaklaşmaktaki biricik konu merak. Merak eden kimse bir sonuç alır veya alamaz bilimsel anlamda.

Karl Popper'den söyleyecek olursak, sanat ve bilim ilişkisinde bir yol kat etmek istiyorsak bolca yalan söyleyeceğiz; yani varsayımlarda bulunacağız, ancak onları kontrol edeceğiz- eleştiri yapabileceğiz ki, bu varsayımlardan birini bile ömrümüz sürecinde kanıtlamaya yaklaşabilirsek ne mutlu bize.


Karl Popper

Bizim toplumda varsayımlarda ve eleştiride bulunanlar sevilmezler, dışarıda bırakılırlar, egemen güçler tarafından ve böylece akıllarınca bu kötücüller sizi cezalandırdıklarını düşünürler. Bundan bir hafta önce Sabancıların galerisinde yapılacak Avni Lifij sergisi için benden mail adresimi almak için bir bayan aradı ve şöyle dedi; "size davetiye yollamak istiyoruz". Benim de ağzıma kadar geldi, fakat dudaklarımdan çıkmadı o an; çıkacak olan da şuydu: "Hanımefendi ben prensip olarak açılışlara gitmiyorum". Neyse mail adresimi verdim ve dün sosyal medyadan açılışı görünce ve bana da henüz ulaşmış bir davetiye olmayınca, buradan iki sonuç çıkarılabilir dedim kendi kendime: Birincisi ciddi değiller ve halen sözlerinde duramayan bir kurum olmakta kararlılar. İkincisi, sen eleştiriyorsun, gelme şeklinde düşünen biri listedeki mailin üstünü çizdi. Hangi neden olursa olsun, sonucunda ortaya çıkan sonuç tam bir zavallılık, dahası alçalma... İlk modern kök ve ayrıca sanat meselesine olan disiplin ve ciddiyeti çok açık olan Lifij gibi bir sanatçının sergisinde, onunla gerçek anlamda çok yakından ilgilenen bir kaç kişiden birine olan tavra bak! Çok güzel aynen böyle devam edin! Siz bu tip tavırlarınızla Avni Lifij değil, Leonardo da Vinci sergisi açsanız ne olacak Tanrı aşkına! Yalnız şu var dikkat edin sanatın gazabına uğrayıp da çarpılmayın. Her şeyden önce davranışlar çok önemlidir sanat ortamlarında; bu davranışların mutlak asaletli olması gerekir. Kısaca çağlara mal olmuş SANAT olgusuna layık olmak öyle herkesin harcı olamamıştır yazık ki. Keşke sanatı beceremediğimiz şu ülkede, ona layık olmayı başarabilsek, bu bile bana yetecek inanın. Olmuyor, olamıyor, olacağa da benzemiyor...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ÖZKAN EROĞLU KİMDİR?

Nasıl bir sanat eğitimi..?

Emil Nolde ve manzaraları