Rembrandt'da varyasyon




Sanatçının yaşamı ve sanatına ait diğer metnin üstüne özellikle sanatçının ifade ve bununla özellikle karanlık ve aydınlık karşıtlığında kastetmeye çalıştıklarımızın daha iyi anlaşılabilmesi adına Münih’te bulunan ve sanatçının olgunluk dönemi içinde yapılmış, gerek konuları, gerekse üslup açısından aynı diyebileceğimiz ve tarafımızca bir dörtleme olarak sunulabilecek bir varyasyon zenginliğine sahip dört yapıtı üzerinden bazı çözümleyici bazı açıklamalarda bulunmak istiyorum.  Yapıtlar isimleri bağlamında şöyle bir sırayla ele alınabilir: 1633’e ait “Çarmıhın Kaldırılması” ve “Çarmıhtan İndirilme” ile 1635-1639 arasına ait “İsa’nın Dirilişi” ve “İsa’nın Gömülüşü”. Burada dört yapıttan oluşan iki grubun da yan yana getirilmesinin haklı nedenleri olduğunu dile getirebiliriz. Bu yapıtları Rembrandt içi bir analojiyle karşı karşıya getirirken, sanatçıyla ilgili ne varsa bunlara da dokunabileceğimiz inancını taşıyoruz.
Burada ele alacağımız dört yapıt da İsa’yaşamı ve bir alt başlık kabul edilen “İsa’nın çektikleri (La Passion) ile ilgilidir. Tatsız, dolayısıyla negatif bir psikolojik atmosfer denemeleri olarak yorumlanabilir. Dört yapıtla ikonografik gerçeklik arasındaki ilişki, sadece olay ve olayın temel öznesi olan İsa’da gerçek olup, gerisi Rembrandt’ın kendi yorumu olarak rahatlıkla nitelenebilir. Dinsel bir temanın bile kendi içinde değişip dönüşmesi, bir anlamda Barok sanatın dinsellikle olan ilişkisine de ışık tutar. Temaya bağlı bazı emareler bulunmaktadır ve ikonografik gerçekliği sağlamaktadır.

“Çarmıhın Kaldırılması” isimli yapıtla işe başlayalım. Burada İsa çarmıha gerilmiş, sadece çarmıh dik vaziyete getirilirken değerlendirilmiştir. Burada bir “an” ele alınır. Bu an içinde çarmıh diyagonal bir çizgi gerçekliğiyle burada özdeştir. En aydınlık kısım İsa’nın bedenidir. İsa’nın ayaklarına doğru bir kısımdan çarmıhı doğrultmak isteyen, öyküdeki askerlerden biri olmalıdır. Askerin miğferi ve kostümü de üstüne vuran ışıkla parlamaktadır. Resimde soldaki figürlere göre sağda çarmıhı iten figürlerin çok belirsiz ve karanlık bir atmosferde oldukları dile getirilebilir. Solda ellerini açarak başa gelen çekilir edasındaki figür gizli, resmin ortasındaki doğu giysileri içindeki figür ise aleni olarak izleyiciyi resmin içine çekmektedir. Sağda, İsa ile birlikte çarmıha gerilen diğer iki figürden biri için de hazırlıkların yapıldığı dikkati çekmektedir. Burada, karanlıktaki figürler daha desen boyutlu bırakılarak tamamlanmamış gibidir. Ayrıca oldukça inşacılığı destekleyecek türden kütleli figürlerdir. Sanatçı, alışılmışın dışında ele aldığı bu konuyu en temel noktada İsa’nın bedenine vurdurduğu ışıkla Baroklaştırıp, geri kalan ne varsa bunu da Rembrandtlaştırmıştır. Aradaki orana bakılırsa, yapıtın sanatçıya dönük öznel boyutunun ne kadar coşkulu olduğu dikkat çeker. Çarmıh için açılan çukurda kullanılan muhtemelen kürek sapı, en az İsa’nın bedeni kadar resmin sağına doğru dikkat çeker. Burada İsa’nın bedeni 45 derecelik bir açı yapar aşağı yukarı. Bu açıya göre aldığı ışık, daha da güçlenerek “Çarmıhtan İndiriliş”te harekete geçer. İsa’nın ayakları dibindeki dekoratif bereli figür dikkat çekicidir, çünkü 17. yüzyıl Hollanda kostümü ve beresiyle dikkat çeker. Resmin en geri planı simsiyahtır. Çarmıhın gerili olduğu topografyaya ait en ufak bir detay verilmemiştir. İsa’nın bedeni burada, çarmıhı dikleştiren miğferli figür ve çarmıh aracılığıyla yerle gök arasında bir köprü işlevini de üstlenmiştir. Yapıkurumun simgesi olan bu resimde canlı ve acı çeken beden gerçekliği kendini kabul ettirir.


“Çarmıhtan İndiriliş”e gelirsek, burada İsa’nın cansız bedeni ve öykü gereği sarılacak olduğu örtü en ışıklı bölgeler olarak dikkati çeker. İsa’nın bedenini taşıyan figürlerin başlarının oluşturduğu yatayla 90 derecelik bir açı oluşturacak ve bu açıya bağlı olarak da ışık daha da güçlenerek onu indirmeye çalışanları da oldukça kuvvetle aydınlatır. Bu kompozisyonda çarmıhtaki kan lekelerine özellikle dikkat çekilmesi, işin trajik boyutunu iyice kuvvetlendirir. Resimde diyagonal tek yer çarmıha yaslanan merdivendir. Karanlıkçı bir kompozisyonda ana tema noktası aydınlıktır. İsa’nın sağ kolunu tutan, bir önceki resimde Hollanda kostümlü figürdür, fakat bu kez beresi yoktur. Resmin arka planında uzayıp giden ağaçlıklı bir peyzaj kendini gösterir. Yapı bozumun simgesi olan bu kompozisyonda, İsa’nın bedeninin ağır ağır, kademe kademe çarmıhtan indirilmesi bir inşacı biçim ruhunu da ele verir. Bir önceki resimde İsa figürü ile gelen ters piramidal yapı, burada onu çarmıhtan indirenlerle birlikte piramidal bir boyut kazanmıştır. Çarmıhtan indirilmenin bir anına dikkat çekilir bu kompozisyonda. Kıvrımsallık artmıştır. İsa’nın bedeni ve o bedenin çarmıhtan indirilmesini üstlenen diğer figürlerle beraber kıvrımlaşma daha da artmıştır. Olaya katılan insan sayısının artması da bu söylemeye çalıştığımız şeyi doğrulamaktadır. Kıvrımlar birinci resme oranla burada daha özgürleşmiştir. Barok demek eğri çizgi demektir. Öyleyse her iki resimde de eğri çizgiye dayalı formları diyagramlaştırır, meseleye öyle bakarsanız, gördüğünüz söz konusu eğrilerde hem artışın olduğunu, hem de bu artışla beraber müthiş bir özgürlük ruhunun işin içine katıldığını rahatlıkla görebilirsiniz. 
Dört resmin de temel filozofik özelliği, İsa figürünün etrafında gerçekleşmesinden ötürü, bu figürü bir özne olarak özcü değil üslupçu bir özne olarak sunmasıdır, böylece İsa bir özne olarak dört kompozisyonda da olay haline gelmiştir. Ressamın bu dört resmi de yaparken karanlığa en yoğun gölgeleri yerleştirdiğine hiç şüphe yoktur. Doğruda gölgelerin içine girerek resimlerini yaptığı her halinden belli olan Rembrandt, yeni bir ışık rejimi önermiştir. Bu ışık karanlığın içindeki yarıklardan değişik dereceler eşliğinde süzülür gibidir. Dört resimde de her şey her zaman için aynıdır, fakat ışık dereceleri dört kompozisyonda da farklı farklıdır. 

Dört yapıt da Münih Bayerische Staatsgemalde-sammlungen'de bulunmaktadır.

GÖRSELLER SIRASIYLA:
Rembrandt, Çarmıhın Kaldırılması,  1633, Rembrandt, Çarmıhtan İndiriliş, 1633, Rembrandt, İsa'nın Dirilişi, 1635-39, Rembrandt, İsa'nın Gömülüşü, 1636-39


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ÖZKAN EROĞLU KİMDİR?

Nasıl bir sanat eğitimi..?

Emil Nolde ve manzaraları